YILIN İLK AYINDA YAPILAN “FİYAT AYARLAMALARI” YİNE ÇALIŞANIN MUTFAĞINA!..
4 KİŞİLİK AİLENİN AÇLIK SINIRI 1.615 TL, YOKSULLUK SINIRI 5.262 TL OLDU.
1 KİŞİNİN AYLIK GEÇİM MALİYETİ 1.999 TL’YE YÜKSELDİ.
MUTFAK ENFLASYONU -BAZ ETKİSİYLE- 12 AYLIK YÜZDE 9,22 ORANINDA…
Asgari ücret başta olmak üzere, ücretli çalışanların neredeyse tek gelir kaynağı olan maaş ve ücretler ile emekli maaşlarına 2018 yılının ilk ayından geçerli olmak üzere yapılan artışların etkisi piyasaya anında yansıdı. Yılın ilk ayında özellikle gıda ürünlerinde görülen “fiyat ayarlamaları” sonucu ücretli çalışanların satın alma gücü aşınmaya başladı.
TÜRK-İŞ (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu), otuz bir yıldan bu yana her ay düzenli olarak çalışanların geçim şartlarını “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırması ile ortaya koymaktadır.
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2018 Ocak ayı sonucuna göre:
* Gıda harcaması tutarı, yuvarlama nedeniyle, toplamda farklı olabilmektedir.
Asgari ücret, işçi kesiminin muhalefetiyle, işveren-hükümet tarafından bekar bir işçi için aylık net 1.603,12 TL olarak belirlenmiştir. Daha yılın ilk ayında asgari ücret, TÜRK-İŞ’in bir işçi için belirlediği asgari yaşam maliyeti tutarının 396 TL gerisindedir. Asgari ücret düzeyinde geliri olanların karşı karşıya kaldığı ağır geçim şartları, fiyat artışlarıyla daha da olumsuz olmaktadır. Günümüzde asgari ücret “eksik ücret” olarak tanımlanabilmektedir.
Milyonlarca işçinin ailesiyle birlikte “geçim ücreti” haline dönüşen asgari ücret, bir işçinin yaşam maliyetini karşılamak bir yana, dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcamasına bile yetmemektedir. Asgari ücretle sadece 9 gün insan onuruna yaraşır bir düzeyde geçinebilmek mümkün olmaktadır.
TÜRK-İŞ hesaplamasına göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı geçtiğimiz aya göre 7 TL, geçtiğimiz yıla göre 136 TL artış gösterdi. Yoksulluk sınırı tutarı ise son bir ayda 24 TL, geçen yılın Ocak ayına göre ise 444 TL arttı.
TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında “mutfak enflasyonu”ndaki değişim 2018 Ocak ayında şu şekilde gerçekleşti:
Gıda harcaması çalışmasına temel alınan beslenme kalıbında yer alan ürünlerin fiyatları Ocak 2018 itibariyle şu şekilde değişim gösterdi:
Bu gelişme mutfak harcamasını olumlu yansıdı. Ortalama sebze-meyve fiyatı geçen ay 4,08 TL iken bu ay 4,02 TL olarak hesaplandı. Geçtiğimiz ay 4,20 TL olarak hesaplanan sebze ortalama kilogram fiyatı bu ay 4,17 TL oldu. Meyve ortalama kilogram fiyatı ise 3,85 TL’den 3,64 TL’ye geriledi.
Hesaplama yapılırken -her zaman olduğu gibi- pazarda yaygın bulunan mevsim ürünleri esas alındı, ürünlerin tek tek ağırlığı yerine harcama sepetindeki meyve-sebze tüketimi toplam miktarından hareket edildi.
TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan gıda fiyatları endeksi ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hesaplanan tüketici fiyatları endeksi alt grubunda yer alan gıda fiyatları endeksindeki gelişim aylar itibariyle aşağıdadır. Ocak 2018 itibariyle –baz etkisiyle- gıda fiyatlarında gerileme eğilimi dikkati çekmektedir.
Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan tutarlar ücret düzeyi olmayıp haneye girmesi gereken toplam gelir miktarıdır. Ancak hanede çalışan sayısının sınırlı ve fakat ele geçen ücretin yetersiz olduğu durumlarda, elde edilen gelir birden fazla kişinin geçimini karşılayamamakta, kişi başına “insanca geçim için” yapılması gereken harcama tutarı yetersiz kalmaktadır.
TÜRK-İŞ’in bu araştırması alanında ilktir. Daha sonra bu alanda yapılan benzeri çalışmalara da örnek olmuştur/olmaktadır. “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” çalışmasında hesaplamaya temel alınan gıda maddelerinin fiyatları, Konfederasyonumuzca piyasadan, market ve semt pazarları sürekli ve düzenli dolaşılarak doğrudan tespit edilmektedir. TÜİK tarafından derlenen fiyat verileri kullanılmamakta ve fakat, gelişmeleri değerlendirmek ve kıyaslama yapmak için sonradan izlenmektedir. Çalışma bu niteliğiyle bağımsızdır.
Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ, her ayın son haftasında ve TÜİK açıklamasından yaklaşık bir hafta önce hesaplama sonuçlarını kamuoyuna açıklamaktadır ve bu yönüyle, tüketici fiyatlarındaki artış eğilimini yansıtan “öncü gösterge” niteliğini de taşımaktadır.