AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE BAĞLI SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKIFLARI TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ TASLAK VE EĞİTİM TOPLANTISI ANKARA’DA YAPILDI
Alemdar: “Sendikalar çalışanların, emekçilerin evidir, yuvasıdır. İşçilerimizin altında güvenle toplanacağı çatıdır. Birliktir, beraberliktir. Ortak bir kaderi paylaşmaktır. Geleceğe güvenle bakmaktır. Huzur duymaktır.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 22.06.2018 tarih 47466 sayılı yazısı ile toplu iş sözleşmesi yetkisi aldığımız Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakıflarında çalışan üyelerimizin katıldığı toplu iş sözleşmesi taslak çalışması ve eğitim semineri Ankara’da gerçekleştirildi.
7-8 Temmuz 2018 tarihleri arasında düzenlenen ve açış konuşmasını TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar’ın yaptığı TİS taslak çalışması ve eğitim seminerinde, Genel Sekreter Metin Güney, Genel Mali Sekreter Ahmet Karaman, Genel Teşkilatlanma Sekreteri Osman Aksoy, Genel Eğitim Sekreteri ve Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Murat Türkekul, Sendikamız Şube Başkanları da yer aldı.
TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar açış konuşmasında şunları söyledi:
“2003 yılında, Koop-İş Sendikası’nın yönetimini devraldığımızdan bugüne kadar birçok örgütlenme gerçekleştirdik. Kamuda ve özel sektörde çok önemli işyerlerini sendikamız çatısı altına aldık. Üye sayımızı beş katına çıkardık. Ancak inanın bana, bu örgütlenmelerimizin hiçbiri kolay olmadı. Her örgütlenme çalışmamız, büyük mücadelelerle sonuçlandı. Uykusuz gecelerimize, strese, üzüntüye, yorgunluğa neden oldu. Ama bütün bunlara rağmen hiç yılgınlığa kapılmadık, Umudumuzu hiç kaybetmedik, Mücadele azmimizden geri durmadık. Sonuçta hep başardık. İstediğimiz sonuçları elde ettik. Çünkü bizim bu yola çıkarken büyük hayallerimiz vardı. Hayallerimizin verdiği umutla yola çıkmıştık. Başlangıçta tek sermayemiz cesaretimizdi. Önümüzde zorluklar, engeller ve baskılar çoktu. Ama biz her şeye rağmen bu büyük zorlukları, engelleri aşmaya kararlıydık. Zaman zaman yorgun da olsak, bu mücadelede yalnız da kalsak, inandık, yenilmedik, pes etmedik, direndik, sonunda başardık, herkese, “insan isterse, ama gerçekten isterse, hayatta her istediğini yapar” dedirttik. Koop-İş’in adını ve mücadelesini, Türk sendikacılık tarihine başarılarla yazdırdık. Bizim bu mücadelemiz, inancımız, kararlılığımız. Sendikamıza da büyük bir güç verdi. Uzun ve yorucu bir mücadelenin ardından sizler artık aramızdasınız. Birliğe, beraberliğe, huzura ve güvene, Koop-İş’e, evinize hoş geldiniz.
2004 yılında, Sakarya Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı çalışanlarının Sendikamıza üye olması ile başlayan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında başlayan örgütlenme sürecimiz, ülke çapında diğer vakıflarda örgütlenme çalışmalarının başlamamız ile devam etti. Sendikal haklarının farkına varan vakıf çalışanları da bizim bu çabamıza kayıtsız kalmadılar, Sendikamıza üye olmaya başladılar. Sendikamız ülkemizin dört bir tarafındaki 100’e yakın vakıfta işyeri düzeyinde toplu iş sözleşmeleri imzalamaya başladı.
Ancak 16.02.2012 tarihinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulunun aldığı karar, vakıf toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ciddi sorunlara neden oldu. Mütevelli Heyetleri görüşmelere katılmadı. Katılanlar ise Fon Kurulunun aldığı karar dışında hiçbir şey yapamayacaklarını belirtip müzakerelerden çekildi. Onlarca sözleşme görüşmesi uyuşmazlıkla sonuçlandı.
Sendikamız tüm bu gelişmelerden sonra vakıflar her ne kadar ayrı tüzel kişiliği olan kamu kurumları olsalar da, merkezi idare olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı birer işyeri olarak hareket etmeleri nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Vakıfların Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde tek bir işletme olup olmayacağının incelenmesini talep etti.
İncelemeler devam ederken Sendikamız, Mart 2014’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetki tespiti müracaatını yaptı. Bakanlık da, İl ve İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının bizim işkolumuzda ve işletme niteliğine haiz olduğunu, Sendikamızın, yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığını tespit etti ve yetki tespitini yaptı.
Bu tespite Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından itiraz edildi. Fakat itiraz Ankara 7. İş Mahkemesinin kararıyla reddedildi. Bakanlıkça temyiz edilen karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından incelendi ve Vakıfların, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü işverenine bağlı bir işletme olarak kabulüne ilişkin yapılan yetki tespiti iptal edildi.
Ancak Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin bu kararından sonra Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, ve 9. Hukuk Dairesi bizim görüşümüz doğrultusunda, vakıflarının işletme kapsamında olduğu kararlarını verdi.
Bu gelişmeler üzerine ikinci defa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetki tespiti talebinde bulunduk. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yeniden Sendikamızın yasanın aradığı işletme çoğunluğunu sağladığını tespit etti ve yetkimizi verdi. Ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu yetki tespitine de itiraz etti. Biz de son çare olarak, en üst hukuk mercii olan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kuruluna başvurduk.
Bundan sonraki süreçte, inanın çalmadığımız kapı, görüşmediğimiz yetkili kalmadı. Ancak ne yaptıysak olmadı. Ardından da bizim için en kötüsü oldu. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu 9 Haziran 2017 günü, Vakıfların her birinin bağımsız işyerleri olduğu yönünde İçtihat Kararı verdi.
Bu karar bizim için gerçekten şok edici oldu. Bunu hiç beklemiyorduk. Haklı olduğumuz bir davayı, bu şekilde kaybetmek, yılların mücadelesinin böylesine bir sonuçla bitmesi, asla kabul edeceğimiz bir durum değildi. Artık hukuk yolları da tükenmişti. Hukuken yapabilecek hiçbir şey yoktu. Ancak her şeye rağmen, yapılan baskılardan, kapalı kapılar ardında dönenlerden, önümüze çıkarılan engellerden hiç yılmadık. Çünkü biz biliyorduk ki, eğer yürüdüğümüz yolda engel yoksa, o yolun sonuna kadar herkes gidebilir. O yolun sonuna gitmiş olmak bir başarı değildir. Kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmaktır.
Her şeye rağmen mücadeleye devam ettik. Hukuk yoluyla olmuyorsa başka yollarla olur dedik. Sayın Başbakana, Bakanlarımıza, herkese ama herkese başvurduk. Derdimizi anlattık. Sorunu yargıda çözemediysek, Mecliste çözeriz dedik. Hazırladığımız bir maddelik yasa değişikliğini elimize aldık, kapı kapı dolaştık. Kamu protokolü imza töreninde Sayın Başbakana durumu bizzat ben anlattım. İstediğimiz bu düzenlemenin yalnızca Sendikamız için değil, devletimizin menfaatine de olduğunu, Bu düzenlemenin, bu işletmelerde çalışanlara huzur ve mutluluk getireceğini onlara kabul ettirdik.
Yargıtay’ın aleyhimize verdiği o karardan tam 11 ay sonra, zaferimizi kazandık. Mayıs 2018 tarihinde TBMM’ye sunulan 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 7. maddesinde değişiklik öngören değişiklik teklifi ile vakıfların, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne bağlı kamu işyerleri olduğu ve işletme toplu iş sözleşmesine tabi olduğu, 17.05.2018 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Biz bu yolda doğru bildiklerimizden hiç taviz vermedik. Cesur, ilkeli ve kararlı davrandık. bu mücadelede, bu anlayışımızı hiç terk etmedik. Ancak bu mücadeleyi sürdürürken, güç aldığımız bir şey daha vardı. O da, sizlersiniz. Sizler de, tüm baskılara ve sindirmelere karşı gerçekten onurlu bir mücadele verdiniz. Dirençli oldunuz. Bizleri hiç terk etmediniz. Yılgınlığa kapılmadınız. Koop-İş’e ve bizlere inandınız, gücümüze güç kattınız. Sizleri kutluyorum. Sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır. İyi ki varsınız. İyi ki bu sendikanın çatısı altında sizin gibi yürekli insanlarla beraberiz.
Sizler, yalnızca Koop-İş’in değil, aynı zamanda, bu ülkenin en büyük ve güçlü Konfederasyonu TÜRK-İŞ’in de çatısı altına geldiniz. Şunu hiç unutmayın, Türkiye'de, gerçek anlamda sendikacılık, TÜRK-İŞ ile başlamıştır. Bizim de çatısı altında olmaktan ve Yönetim Kurulunda yer almaktan büyük bir onur duyduğumuz TÜRK-İŞ, 66 yıllık ulu bir çınardır. Bugün Türkiye'deki tüm sendikalar varlığını, TÜRK-İŞ'e borçludur. İşçi hareketini ve geleceğini ilgilendiren her konuda, bayrağı TÜRK-İŞ taşımaktadır. Son olarak taşeron işçilerin kadroya alınmasında olduğu gibi, bu ülkede işçiler adına kazanılmış ne kadar hak varsa, altında TÜRK-İŞ'in imzası vardır. Sizler artık TÜRK-İŞ’in koruyucu şemsiyesi altında güvenle yerinizi aldınız. TÜRK-İŞ, İçinde her türlü siyasi görüşü barındıran büyük bir emek ocağıdır. Tek bir davası vardır, o da ekmek, barış ve özgürlük davasıdır. Bunu hiçbir zaman unutmayın.
Koop-İş Sendikası olarak bizim bir geleneğimiz vardır. 2003’te Koop-İş’in Genel Başkanı olduğumdan bu yana, her sözleşme öncesi, sözleşme taslağımızı temsilcilerimizle yaptığımız toplantılarda konuşuruz, değerlendiririz. İşyerinin büyüklüğüne bakmaksızın, sözleşmemizin her maddesini birlikte tartışırız, bunun için sürekli bir eğitim çalışması yaparız. Taslak hazırlık çalışmalarımızı temsilcilerimizden gelen talepler doğrultusunda yaparız. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları sözleşmesini de aynı yöntemle yapacağımıza emin olabilirsiniz. Önümüzde zor bir sürecin olduğunun farkındayız. Ancak bu sürece tüm kadrolarımızla hazırız, kararlıyız ve inançlıyız. Hep birlikte başaracağız.
Ben bu süreçte, haklı ve meşru mücadelemizde Koop-İş ile birlikte olan, mücadeleye güç katan, destek veren herkese teşekkür ediyorum. Sayın Başbakana, Bakanlarımıza, desteğini hiçbir zaman esirgemeyen TÜRK-İŞ Genel Başkanımıza, emeği geçen herkese ama herkese şükranlarımızı sunuyorum. Baskılara, yıldırmalara ve tehditlere boyun eğmeden Koop-İş’e sahip çıkan, her zaman arkamızda duran Türkiye’nin dört bir yanındaki vakıf emekçilerini selamlıyorum. Koop-İş ailesinin yeni üyelerine ‘Yuvanıza hoş geldiniz’ diyorum.”
TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar’ın açış konuşmasının ardından İstanbul Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayım Yorgun sendikacılık, işyeri sendika temsilcilerinin hakları, iş ve toplu iş hukuku konularında eğitim verdi.
Yorgun’un eğitiminin ardından taslak çalışması toplantısına geçildi. Toplantıda TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Genel Sekreter Metin Güney, Genel Mali Sekreter Ahmet Karaman, Genel Teşkilatlanma Sekreteri Osman Aksoy, Genel Eğitim Sekreteri Murat Türkekul, Toplu İş Sözleşmeleri Servisi Müdürü Aytuğ Balaman, Toplu İş Sözleşmeleri Uzmanı Sezgin Bilgin ve Baş Hukuk Müşaviri Abuzer Arslan, çalışanların sorunlarını ve taleplerini dinledi, sorularını yanıtladı. SYDV çalışanları için imzalanacak olan 1. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri için hazırlanacak teklif taslağı hakkında çeşitli illerden gelen çalışanlar ile görüş alışverişinde bulundular.
Koop-İş Sendikası
Basın Bürosu