SENDİKAMIZ ÜST KURUL DELEGELERİYLE ANTALYA’DA BULUŞTUK
|| Sayfayı Paylaş ||
|| Sayfayı Yazdır ||

Alemdar: “Sendikal alanda saygın bir yerimiz var. Koop-İş adında bir marka, bir değer yarattık. Bundan gurur duyuyoruz.”

 

Sendikamızın Yönetim Kurulu, 4-5 Ağustos 2014 günlerinde yapılan 18. Olağan Genel Kurulu’na katılan delegelerimizle, Antalya’da bir araya geldi. Genel Başkanımız Eyüp Alemdar’ın 18. Olağan Genel Kurulda delegelerimize verdiği söz gereğince 23 Ekim 2016 günü Antalya Kemer’de yapılan toplantıda, son iki yılda yapılan çalışmalar ve Sendikamızın bugün geldiği seviye anlatıldı.

Genel Yönetim Kurulu üyelerimizin, Şube Başkanlarımızın ve üst kurul delegelerimizin katıldığı toplantının açış konuşmasını, Genel Başkan Eyüp Alemdar yaptı. Alemdar konuşmasında şunları söyledi:

“İnsan, yaşamını sürdürmek, ailesi ve çevresiyle birlikte sağlıklı ve dengeli bir yaşam kurmak için hayatta pek çok şeye ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçların kimisi maddi, kimisi manevidir. Ancak tüm bunlar, insanın sonuçta en çok ihtiyaç duyduğu tek bir şey içindir. İşte o şey, insanın iç huzurudur. Bir insan için onurlu, saygın bir yaşam sürmekten, bir şeyi başarmış olmanın mutluluğundan, verdiği sözleri yerine getirmenin gururundan, daha büyük bir mutluluk, daha büyük bir şeref olabilir mi? İşte bütün bunlar, insanın iç huzurunun anahtarlarıdır. İnsanı başı dik, alnı açık yaşatan,

Gece başını yastığa koyduğunda, her defasında “Çok şükür” dedirten, insan olmanın en önemli unsurlarıdır.

Bugün, bundan tam iki yıl önce, sizlerden aldığım yetkiyi, bana verdiğiniz görevi, onurla yerine getirmiş birinin iç huzuruyla karşınızdayım. Sizlere verdiğim sözlerin, vaatlerin, her birinin arkasında durabilmiş, onları büyük ölçüde yapabilmiş bir insan olarak huzurlarınızdayım. İki yıl sonra yeniden sizlerleyim... Bunun mutluluğunu, heyecanını yaşıyorum.  

 

Koop-İş bizim için bir ailedir. Huzur bulduğumuz evimizdir, yuvamızdır. Bizler, uzun süren mücadelelerimizin, zorlu geçen günlerimizin ardından sizlerle birlikte olmayı, bu büyük aile içinde sorunlarımızı unutmayı, güç toplamayı iple çekiyoruz. Sizlerle birlikte aile olmanın sıcaklığını, sizlerle olmanın güvenini, birlikte olmanın gücünü yaşıyoruz. Sendikamızın düzenlediği toplantımıza hoş geldiniz. Sizleri, şahsım ve Koop-İş Sendikası yetkili kurulları adına saygılarımla, sevgilerimle selamlıyorum.

 

Bundan iki yıl önce, 4-5 Ağustos 2014 günlerinde yaptığımız 18. Genel Kurulumuzda, sizlere bir söz vermiştim. Bu genel kuruldan iki yıl sonra, sizlerle yeniden bir araya geleceğimizi, bu iki yılda yaptığımız çalışmaları, nereden nereye geldiğimizi sizlerle paylaşacağımızı söylemiştim. İşte bugün bu nedenle buradayız. Hepimizin ortak değeri sendikamız Koop-İş’i konuşmak, yaptıklarımızı sizlere aktarmak, bundan sonra yapacaklarımızı tartışmak, sizlerin önerilerini almak için birlikteyiz.

Bugün sizlere, ülkemizin içinde bulunduğu sorunlardan, terörden, ülkemizi çevreleyen savaştan, 15 Temmuz’da yaşadığımız o hain kalkışmadan, ekonomik sorunlarımızdan, çalışma yaşamındaki problemlerden, bunların hiçbirinden söz etmeyeceğim. Bu konular elbette ki bizim için çok önemli. Ama ben bugün yalnızca, sizlere iki yıl önce verdiğim söz gereğince, sendikamızın çalışmalarını, iki yılda yaptıklarımızı anlatacağım. Aile içinde dertleşeceğiz, konuşacağız.

Belki bugünü biraz daha iyi kavramak için, sadece iki yıl öncesine değil, biraz daha gerilere gitmekte yarar var. Ben 1999 yılında, henüz 32 yaşımdayken, Koop-İş Sendikası Genel Mali Sekreterliğine seçildim. İçinizde eski arkadaşlarımız varsa hatırlarlar... O günler, Sendikamız açısından karmaşık günlerdi. Birbirleriyle anlaşamayan yönetimler, uyum içinde çalışamayan arkadaşlarımız nedeniyle,Koop-İş bir kaos dönemine girmişti. Yaşadığımız olağanüstü genel kurulla, iç çekişmelerle, sendikamız çalışamaz, görevlerini layıkıyla yerine getiremez duruma düşmüştü.

Bu süreç 2003 yılına kadar devam etti. O yıl yapılan Genel Kurulda, Allah nasip etti, Sendikamızın Genel Başkanlığına seçildim. Bizim için yeni bir mücadele dönemi başlıyordu. Şu anda Sendikamızın Genel Sekreteri olan değerli dostum, yol arkadaşım Metin Güney de, benimle birlikte bu mücadelede önemli bir rol aldı. Onunla ve yönetimde görev alan diğer arkadaşlarımızla birlikte, sorunları çözmek,

Koop-İş’i ayağa kaldırmak için kolları sıvadık. O günlerden bu yana görevi devam eden şube başkanlarımız bu mücadelemize tanıklık etti. Onların da büyük desteğini gördük.

Önümüzde zorlu bir dönem vardı. Üye sayımız yetersizdi. Sendikamız baraj altında kalma riskiyle karşı karşıyaydı. İşyeri sendikası olma durumunu bir türlü aşamamıştık. Ekonomik durumumuz iyi değildi. Biri hariç, şubelerimizin binaları, büroları yoktu. Şube Başkanlarımız, kendi özel araçlarını büro gibi kullanıyor, Sendikanın evraklarını, klasörlerini bagajlarında taşıyordu. Şube başkanlarımızın dördü dışında tamamı amatör olarak görev yapıyorlardı. Genel Merkez binamız, bir işhanının üç dairesinden ibaretti. Konfederasyonumuz Türk-İş ile ilişkilerimiz gergindi.

Fazla uzatmak istemiyorum... Bu ve benzeri sorunlarla boğuşmak, bu sorunları çözmek kolay olmadı. Ancak bize layık görülen bu görevi mutlaka başarmalıydık. Bu sorunların üstesinden gelmeliydik. Bu bizim teşkilatımıza, üyelerimize ama hepsinin de ötesinde, kendimize karşı sorumluluğumuzdu.

Yönetim Kurulumuzda, kendimize hedefler koyduk. Bunları sırayla hayata geçirmek için planlar yaptık. İlk işimiz, Yönetim Kurulu üye sayımızı 9’dan 6’ya düşürmek oldu. Daha sonra da bu sayıyı üçe kadar düşürdük. Örgütlenmede belli bir hedefe ulaşıncaya kadar da bu sayıyı artırmadık.

Bir diğer hedefimiz, Şubelerimizi profesyonel yapmak, böylece örgütlenmeye ve diğer çalışmalara daha fazla zaman ayırmaktı. En önemli hayallerimizden biri de buydu.

Koop-İş’e yaraşır bir Genel Merkez binası yaptırmak da, diğer bir hedefimizdi. Bunun için de girişimlere hemen başladık.

Ancak, hedeflerimizden en önemlileri, teşkilatımızda istikrarı sağlamak ve disiplini tesis etmek oldu. Yönetim Kurulumuz bu süreçte, şube başkanlarımızın tabanımızın iradesi ve Genel Merkezimizin desteğiyle seçilmeleri için büyük bir mücadele verdi. Artık söz, karar ve yetki, sadece ve sadece Koop-İş topluluğundaydı. Her kademedeki yöneticimiz, başarılı olduğu sürece, dışardan hiçbir etki olmadan görevine devam etti.

Bu dönemde önem verdiğimiz bir diğer konu da, teşkilat disiplininin sağlanması oldu.

Koop-İş ailesini, görevlerine bağlı, çalışkan, dürüst, işini ve teşkilatını her şeyin üstünde tutan bireylerden oluşturmak için çaba harcadık. Bunu da büyük ölçüde başardığımızı düşünüyorum.

2003 yılından bu yana 13 yıl geçti. Bu yıllar içinde atlattığımız badireleri birçoğunuz yakından biliyor. Çok büyük zorlukları aşarak bugünlere geldik. İnanın abartmıyorum... “Koop-İş Sendikası” adında bir değer, bir marka yarattık. Bunu yalnızca bizler değil, hep birlikte yaptık. O yıllardan bugüne kadar, Yönetimde ve diğer organlarımızda görev alan arkadaşlarımızla yaptık. Ancak asıl önemlisi, bize inanan, güvenen, ailesinin, çoluk çocuğunun rızkını, geleceğini bizlere emanet eden siz değerli üyelerimizle yaptık. Bu nedenle, sizlerle gurur duyuyorum... Bu kutsal mücadeleyi sizlerle birlikte yapmaktan, sizlerle başarmaktan gurur duyuyorum, mutluluk duyuyorum... İyi varsınız... İyi ki sizlerleyiz...

Bir sendikanın en temel işlevleri, örgütlenmek ve örgütlediği işçiler adına toplu iş sözleşmesi imzalamaktır. Biraz önce söylediğim gibi, göreve geldiğimizde önümüze koyduğumuz ilk hedeflerden biri buydu. 2003 yılında sadece 9100 aidat ödeyen üyemiz vardı. Toplu iş sözleşmesi imzaladığımız işyeri sayısı, sadece 16 idi. Bu sayılar yıllar itibariyle arttı. İki yıl önceki Genel Kurulumuz sırasında, üye sayımız 33 bin 500 oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın son istatistiklerine göre de,Koop-İş’in üye sayısı, 50 bin 500’e ulaştı. Bu sıradan bir artış değildir. Büyük bir artıştır. Kimseye kolay kolay nasip olamayacak kadar büyüktür. Sendikal harekette, son yıllarda böylesine hızla büyüyen başka bir sendika yoktur. Gıpta edilecek bir örgütlenme başarısıdır. Bu başarıda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Elbette ki, bu büyük örgütlenme başarısı, başka başarıları beraberinde getirdi. Toplu iş sözleşmesi imzaladığımız işyeri sayısında da, yıllar itibariyle artışlar yaşandı. 2003 yılında 16 işyerinde sözleşme imzalarken, bugün kamuda ve özel sektörde toplam 110 işyerinde sözleşme imzalıyoruz.

Örgütlenme mücadelemiz bununla sınırlı kalmıyor. Aynı kararlılıkla  devam ediyor. Özellikle özel sektöre büyük önem veriyoruz. Büyük market zircirlerinde örgütlenme mücadelemizi sürdürüyoruz. Bildiğiniz gibi, IKEA işyerinde büyük bir örgütlenme mücadelesi verdik. Yıllar süren çalışmalarımız sonucunda, IKEA çalışanlarını Koop-İş ailesine kattık. Başarılı bir toplu sözleşme imzaladık. Şimdi hedefimizde Bauhause, Koçtaş gibi büyük zincirler var. Oralarda da örgütlenme mücadelemizi kazanacağız.

Kamuda da çalışmalarımız devam ediyor. Aile Bakanlığına bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında, son aşamaya geldik. Yargıtay’dan çıkacak kararı her an bekliyoruz. Koop-İş’i daha da büyütmek, daha da güçlü kılmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.

Ancak inanın bunlar kolay olmuyor. Özellikle kamudaki örgütlenme sürecini birçoğunuz yakından izlediniz, ayrıntılarıyla biliyorsunuz. Milli Eğitim’de, Emniyet’te,Valilik ve Kaymakamlıklarda örgütlenirken, inanılmaz zorluklar yaşadık. Uzun, stresli ve yorucu bir sürecin sonunda bu işyerlerinde çalışan arkadaşlarımızı örgütledik ve başarılı sözleşmelere imza attık. Bu başarı, yalnızca KOOP-İŞ topluluğuna değil, ülkemiz sendikal hareketine de çok büyük bir moral oldu, heyecan yarattı.

Elbette her büyük başarı, çeşitli zorlukları da beraberinde getiriyor. Uzaktan bakıldığında belki farklı görünüyor ama hiçbir başarı kolay kazanılmıyor. Büyük başarıların arkasında emek var, çaba var, mücadele var, uykusuz geceler, stresli saatler var, alınteri var. Biz bu süreçte bunların hepsini yaşadık, çok önemli zorlukları aşmak zorunda kaldık, büyük engellemelerle karşılaştık. Günlük mesaimizin büyük bölümünü, bu engellemeleri aşmak için harcadık. Her gece, bir günü daha atlatmanın güveni ile uyuduk… Her sabah yeni bir kaosa uyandık. Ama en büyük zorlukların bile, azimle, kararlılıkla, mücadeleyle aşılacağına olan inancımızı da hiç yitirmedik. Kararlı olduk, inançlı olduk. Bu örgütlenmeyi engellemek, süreci uzatmak için ellerinden geleni yapanlara inat, biz mücadeleden hiç yılmadık.

Geçenler geçti, yaşananlar yaşandı… Yaşadıklarımız çok zor da olsa, bunları hoş birer anı olarak hatırlayacağız. Biz şimdi bütün bu süreci başarılı toplu sözleşmelerle sonlandırmanın huzurunu yaşıyoruz. Mutluyuz… Gururluyuz… Üyelerimizin sofralarına bir dilim ekmek daha koymak için verdiğimiz mücadelenin karşılığını görmek bizleri onurlandırıyor.

Örgütlenmede elde ettiğimiz bu başarının, bir başka getirisi de, elbette ekonomik olarak yaşadığımız gelişmedir. Üyelerimizden aldığımızı, yine üyelerimize hizmet olarak döndürmek için ekonomik olarak güçlü olmak zorundayız. Bunun için önce altyapıya yatırım yaptık. Daha önce bir işhanı içindeki üç daireden ibaret olan Genel Merkezimizi, kendi yaptırdığımız modern bir binaya taşıdık. Artık üyelerimizin kapısından gururla girdiği, her türlü ihtiyacımızı karşılayan, Koop-İş’e yaraşır bir Genel Merkez binamız var.

Bununla yetinmedik. Şubelerimizin birçoğu kiralık dairelerde faaliyet gösteriyordu. 2003 yılında 19 şubemizden sadece biri kendi binamızdaydı. Bugün 18 şubemizden 15’i kendi binamızda faaliyet gösteriyor. Kalan üç şubemiz için de, en kısa zamanda alımlarımızı yapacağız. Koop-İş Sendikası’nın tüm şubeleri, Koop-İş üyelerinin kendi öz malı bürolarda faaliyet gösterecek. Sizlere oralarda hizmet verecek. Koop-İş tabelası o dairelerde gururla asılacak, üyemiz o kapıdan girerken bundan onur duyacak.

Bunlarla yetinmedik. Artık sıra, Ankara’da, Genel Merkezimize yakın bir yerde, Koop-İş üyelerine yaraşır bir sosyal tesisin yapımına gelmişti. Bunun için Maltepe’de, şehrin merkezinde, Sendikamıza çok yakın bir yerde, 2900 metrekare bir arazi aldık. Bu araziyi, TÜRK-İŞ’imize bağlı kardeş sendikamız olan Tes-İş Sendikası’ndan çok uygun bir fiyata satın aldık. Onlara gösterdikleri dostluktan dolayı teşekkür ediyorum. Buraya sizlere layık bir eğitim merkezi ve sosyal tesisi en kısa zamanda yapacağız.

Bildiğiniz gibi, üyelerimiz çeşitli nedenlerle Ankara’ya geldiklerinde onları aileleriyle birlikte, anlaşmalı otellerimizde misafir ediyorduk. Ancak artık Koop-İş üyeleri, Ankara’ya geldiklerinde, otellerde değil, alınterlerinden birikmiş aidatlarla yapılan, kendi tesislerinde kalacak. Ailesiyle birlikte huzur içinde olacağı, sosyal faaliyetleriyle vakit geçirebileceği, kendi evinde olacak. Bunun müjdesini de sizlere iki yıl sonraki Genel Kurulumuzda vereceğiz.

Her genel kurulumuzda dile getirdiğim gibi, eğitime bu dönemde de büyük bir önem verdik. Alanımızın seçkin hocalarından oluşan eğitim kadromuzla, çok sayıda eğitim yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Bu eğitimlere son iki yılda 2 bin 500 arkadaşımız katıldı. Çalışma yaşamının güncel konuları hakkında bilgilerini artırdı. Eğitim çalışmalarımız kesintisiz olarak devam edecek.

Koop-İş bu süreçte, uluslararası sendikal hareket içinde de saygın bir yer edindi. Üye olduğumuz uluslararası üst kuruluşumuz UNI Ticaret ve diğer Avrupalı sendikalar ile kurduğumuz ilişkiler sonucunda, özellikle çok uluslu şirketlerdeki örgütlenme mücadelemizde onlardan büyük destekler aldık. Bu ilişkilerimiz gelişerek devam ediyor.

Koop-İş, elde ettiği bu başarılar sayesinde, Türk işçi hareketi ve Türk-İş içinde çok önemli bir konum elde etti. Yıllar önce Konfederasyonumuz içinde son sıralarda anılan sendikamız, bugün Türk-İş içinde altıncı büyük sendika olmanın onurunu yaşıyor. Koop-İş’in Genel Başkanı olarak, Türk-İş Yönetiminde sizleri temsil ediyorum. Benim için bundan daha büyük bir onur olabilir mi? Unutmayın... Bunu sağlayan Eyüp Alemdar değildir... Bunu sağlayan, benim arkamda dağ gibi duran, her geçen gün büyüyen, güçlenen Koop-İş ailesidir. Sizlere şükran duyuyorum... Sağ olun... Var olun...

Başta da söyledim, insanın gece başını yastığa huzur içinde koymasından daha önemli bir şey yoktur. Emin olun, biz bu huzuru yaşıyoruz. Bunun için çok çalışıyoruz.

Ancak unutmamamız gereken bazı gerçekler var. Ne yazık ki, tek başına bir sendikanın ya da birkaç sendikanın büyümesi, çalışma hayatında yaşadığımız sorunları ortadan kaldırmıyor. Sendikal hareketin topyekun bir büyümeye ve güçlenmeye, toplumsal ve siyasal yaşamda daha da etkili olmaya ihtiyacı var. Başta Koop-İş olmak üzere bazı sendikalarımız büyüyor ama bu yeterli değil. Unutmayın ki, kayıtlı 12 milyonun üzerindeki işçinin yalnızca 1.5 milyonu örgütlü. Daha örgütleyecek, sendikal hak ve özgürlüklerine kavuşacak çok fazla işçimiz var.

Evet, Koop-İş, son yıllarda çok istikrarlı bir büyüme sağladı. Ama sanmayın ki, bu kolay oluyor. Başka sendikalarımızın yaşadığı sorunların benzerlerini biz de yaşıyoruz. Bizim de, özellikle özel sektörde örgütlenmeye çalıştığımızda üyelerimiz işten atılıyor ya da atılmakla tehdit ediliyor. Biz de o uzun yargı süreçlerini geçmek zorunda kalıyoruz. Son dönemde örgütlendiğimiz iki işyerinde, IKEA ve Praktiker’de,bu mücadelemiz yıllarca sürdü. Harcanan emek, para, ödenen diğer bedeller de cabası.

Ama biz yine de şükredelim, Koop-İş bugün 50 binin üzerinde üyeye ulaştı. Bunu her şeyden önce birlikte aynı hedefe yönelmiş bir kadroya borçluyuz. Koop-İş Genel Merkez yöneticileriyle, Şube başkanları ve şubedeki yönetim, denetim ve disiplin kurullarındaki arkadaşlarımızla, baş temsilci ve temsilcilerimizle, üyelerimiz ve personelimizle kaynaşmış, bütünleşmiş bir aile. Bu ailenin tek bir hedefi var: İşkolumuzda örgütsüz işçi bırakmamak ve Koop-İş’e güvenerek üye olan arkadaşlarımızın bu güvenini boşa çıkarmamak. Bunun için var gücümüzle çalışıyoruz. Daha yolun çok başındayız. Dediğim gibi, örgütleyecek çok işyeri, üye yapılacak çok işçi var.

Sendikal alanda saygın bir yerimiz var. Bunlar kolay olmadı, uzun süren mücadeleler sonucunda bu noktaya geldik. O nedenle bu noktanın değerini iyi biliyoruz, korumak için elimizden geleni yapıyoruz.  Kurulduğumuz 1964 yılından bu yana, birçok büyüğümüz, arkadaşımız, bu duvara karınca kararınca bir tuğla koydu. Bayrağımızın şerefle dalgalanması için çaba harcadı. Koop-İş’i yaşatarak bugünlere getirdi. Koop-İş’te görev alan herkesin, geçmişten bu yana bütün yöneticilerin, çalışanların, üyelerimizin, herkesin ama herkesin, bu mücadelede emeği var... Alınteri var. Onların hepsinden Allah razı olsun. Hayatta olmayanlara rahmet, yaşayanlara sağlıklı uzun ömür diliyorum.

Bakın biraz iddialı olacak ama şunu söylemek istiyorum: Koop-İş gerçekten çok farklı bir sendika. Bir kere, bu çatı altındaki herkes, Koop-İş’in çıkarlarını, üyelerimizin hak ve çıkarlarını her şeyin üzerinde tutuyor. Önce sendikamız, bu kutsal çatı geliyor. Üyelerimizin hak ve çıkarları için bu çatının çok sağlam bir şekilde durması lazım. Çatıyı ayakta tutan direklerin sağlam olması lazım. Bu çok önemli.

İkinci olarak, kolektif çalışma anlayışı geliyor. Birlikte iş üretme, herkesin her işin bir kenarından tutması anlayışı, Sendikamızda çok yaygın bir anlayıştır. Herkes Koop-İş çatısının korunması için üzerine düşeni yapıyor. Herkes çalışıyor. Zaten çalışmayan, üretmeyen, üyesiyle bütünleşemeyen, yorulan, Sendikamızın temel ilkelerine ve disiplinine uymayan, birlik ve beraberliğimizi bozan, huzursuzluk çıkaran arkadaşlarımızla yollarımızı ayırıyoruz.

Bakın, biz Yönetim Kurulu olarak, Metin Başkan, Ahmet Başkan, Osman Başkan, Murat Başkan, hepimiz, eğer Ankara dışında bir işimiz ya da görevimiz yoksa, her sabah mutlaka bir araya geliyoruz. Bir gün önceyi değerlendiriyor, o gün yapacaklarımızı planlıyoruz. Eğer sendikadaysak, öğle yemeklerini beraber yiyoruz. Yemekten sonra yine bir durum değerlendirmesi yapıyoruz. Son olarak akşam mesai bitiminde tekrar bir araya gelerek günü değerlendiriyor, ertesi günü planlıyoruz. İnanın bu her gün böyle sürüp gidiyor. Biz Yönetim olarak bu kolektif çalışmayı sağlayamazsak, işimize dört elle sarılmazsak, arkadaşlarımızdan bu şekilde olmalarını bekleyemeyiz. Biz tüm teşkilata örnek olmalıyız.

Koop-İş şeffaf bir sendikadır. Üyelerimizin bize emanet ettiği bir kuruş bile bizim namusumuzdur. Onu korumak boynumuzun borcudur. Bu birikimlerimizi yine üyelerimize döndürmek için çaba gösteriyoruz. Önümüzde aşmamız gereken birkaç adım kaldı. Ondan sonra çok daha farklı bir Koop-İş’i herkes görecek. Koop-İş Türk sendikacılığında örnek bir başarı öyküsü olarak yerini alacak.

Bizde hedef bitmez, bitmeyecek. Ancak kontrolsüz bir şekilde de hedefe yürümeyeceğiz. Elbette ki, daha fazla büyüyeceğiz ama adımlarımızı temkinli atacağız. Yanlız büyümeye endeksli bir anlayış, sendikaya zarar verir. Büyürken gelişeceğiz, değişeceğiz, çağa ayak uyduracağız. Biz eğitime çok önem veren sendikalardan biriyiz. Eğitim yoluyla hem kaynaşmayı sağlıyoruz hem de ufkumuzu geliştiriyoruz. Bizim bir özelliğimiz, üyelerimizin önemli bölümünün büro işçisi olması. Yani büroda çalışan, bilgisayar gibi teknolojik aletleri kullanan bir kitlemiz var. Eğitimlerle, yayınlarımızla, sosyal medya araçlarıyla kurumsal kültürümüzü geliştirmeye, kaynaşmış, bütünleşmiş bir Koop-İş yaratmaya çalışıyoruz.

Daha da önemlisi, bizden sonraki arkadaşlarımıza, temelleri sağlam, ekonomisiyle, mal varlığıyla, başka olanaklarıyla yıkılmaz bir kale bırakmak en büyük hedefimiz. Bunun için çaba gösteriyoruz.

Sizlerden bu hedeflerimize katkı yapmanızı bekliyoruz. Sendikanıza sahip çıkmanızı,Şube başkanlarınıza ve yönetimlerinize her zaman destek vermenizi, Koop-İş’i aklınızdan ve gönlünüzden hiç çıkarmamanızı istiyoruz. Her birinizin, bu mutluluğa, güzelliğe katkı yapan neferler olmanızı bekliyoruz.

Bakınız, 2017 yılının ikinci yarısında, şube genel kurullarımız başlayacak. Bu genel kurulların, Koop-İş’e yaraşır bir olgunlukta, barış ve kardeşlik içinde, büyük bir coşkuyla geçmesini istiyorum. Genel kurullarımızın bir şölen havasında olmasını,  Şube Başkanlarımızın geleceğe dönük hedefler ortaya koyduğu, sizin de buna katkı yaptığınız bir genel kurul olmasını bekliyorum. Biraz önce söylediğim kriterlere uyan, işini, görevini namusuyla yapan, başarılı, gayretli Şube Başkanlarımıza, delege olun ya da olmayın, tam destek vermenizi istiyorum. Sizlere inanıyor, güveniyorum.

Sizler iki yıl önceki genel kurulumuza katıldınız. Aranızdan bir kısım arkadaşımız emekli olarak bizlerden ayrıldı. İki yıl sonra 19. Olağan Genel Kurulumuzu yapacağız. Sizlere şimdiden söylüyorum: İster delege seçilin, ister seçilmeyin, hepiniz bu genel kurula bugünden davetlisiniz. Orada olacaksınız ve dört yıl önce seçtiğiniz bizlerin, çalışmalarına tanıklık edeceksiniz. Böylece vicdanınız rahat olarak ve huzurla işyerlerinize döneceksiniz.

Ülkemizde yaşanan her türlü olumsuzluğa rağmen, biz sendikacıyız. Bizim gelecekten umutsuz olma lüksümüz yoktur. Alın terinin temsilcileri olan bizler,  gelecekten hep umutlu olmak zorundayız. Umudu yeniden yeşertmeliyiz. Ben, her şeye rağmen, güzel ve umutlu günlerin, barış ve huzur dolu bir Türkiye’nin bizleri beklediğine inanıyorum. Yaşadığımız bütün acılara, zorluklara rağmen hayat devam ediyor. Bize düşen, birliğimizi, beraberliğimizi korumaktır. Bir yandan da, işimizi hakkıyla yapmak, bize umut bağlamış, kendisinin, ailesinin, çoluk çocuğunun geleceğini, alınterini bize emanet etmiş onbinlerce üyemizin hak ve özgürlüklerini korumaktır. Sendikam ve temsil ettiğimiz kitle için bu umutlarımızın yeşerdiği, başarılı çalışmalara imza atmak bizleri mutlu ediyor.

Başta da söyledim... Biz bir marka, bir değer yarattık. Artık bizler zaman içinde yerlerimizi başka arkadaşlarımıza devretsek de, bu marka değeri varlığını koruyacak, Koop-İş, güçlü ve büyük bir sendika olarak yoluna devam edecek.

Ancak elbette bunun da şartları var. Biz ancak birbirimize sonuna kadar sahip çıkarsak... Sendikamız çatısı altında el ele vererek birlikte olursak... Daha çok çalışırsak... Her birimizin üyesi olmaktan onur duyacağı, birlik, bütünlük içinde bir sendika oluruz. Herkesin gıpta ettiği, özendiği bir büyük aile oluruz.

Sizlerden bunun için söz vermenizi isti,yorum. Güçlü bir Koop-İş için birlikte olmaya, dayanışmaya, Koop-İş’i daha da yüceltmeye söz vermenizi istiyorum.  

Hepiniz biliyorsunuz, bütün makamlar, elde edilen kazanımlar, her şey ama her şey geçicidir. Asıl olan, şu kısa süreliğine misafir olduğumuz dünyada, ailemizle, dostlarımızla, tüm çevremizle, huzurlu, sevgi ve saygıya dayanan bir anlayışla, barış ve kardeşlik içinde yaşamaktır.

Unutmayalım, hayatta asıl olan bunlardır. Son günlerde duyduğum güzel bir sözü sizlerle paylaşarak sözlerimi bitirmek istiyorum.

 

            “Asıl olan iyiliktir,

            İyiliğe iyiliği her kişi yapar,

            İyiliğe kötülüğü şer kişi yapar,

            Kötülüğe iyiliği er kişi yapar.”

 

Bu duygularla, toplantımızın, ülkemize, çalışma hayatına,Ve Koop-İş ailesine hayırlı, uğurlu olmasını diliyor,

Hayal ettiğimiz Koop-İş’i yaratmak için bize verdiğiniz destek Ve duyduğunuz güven nedeniyle

Sizlere bir kez daha teşekkür ediyor,Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.”

 

Genel Başkan Eyüp Alemdar’ın konuşmasının ardından Seminer, öğretim üyesi Doç. Dr.  Sayım Yorgun, Sosyal Güvenlik Uzmanı Celal Tozan ve A&G Araştırma Şirketi Genel Başkanı Adil Gür tarafından verilen eğitimler ile devam etti. Eğitmenler, çalışma yaşamının güncel kavramları ve sorunları hakkında bilgiler verirken, katılımcıların yöneltilen sorulara da yanıt verildi.

 


Koop-İş Sendikası

Basın Bürosu


TÜM FOTOĞRAFLARI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Haber tarihi: 01/11/2016 Görüntülenme: 2901
Son 10 haber
   
KOOP-İŞ Sendikası | Özveren Caddesi No:6, 06570, Maltepe/ANKARA, Tel: 0.312.229 44 80, 0.312.230 08 55, Faks: 0.312.229 58 36, [email protected]
İşbu sitenin tüm hakları saklıdır. Site içerisindeki resimler, yazılar kaynak gösterilmek kaydı ile kullanılabilir. © KOOP-İŞ    |    E-Posta Servisi
Web Tasarım