Alemdar: “Temel prensibimiz, üyemizden aldığımızı, değerlendirerek, üyemize hizmet olarak geri vermektir. Sizler için yapacaklarımız, yaptıklarımızla sınırlı değildir. Örgütlenmede çok büyük bir başarı elde ettik. Önümüzdeki dönem, atılım ve yatırım dönemi olacaktır.”
Koop-İş Sendikası Ankara 1 Nolu Şubemizin 7. Olağan Genel Kurulu, 2 Nisan 2017 günü Ankara’da yapıldı. Genel Kurula, TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Genel Sekreterimiz Metin Güney, Genel Teşkilatlanma Sekreterimiz Osman Aksoy, Genel Mali Sekreterimiz Ahmet Karaman, TÜRK-İŞ Ankara İl Temsilcisi Halil İbrahim Alpoğlu, Şube Başkanlarımız, TÜRK-İŞ’e bağlı sendikaların şube başkanları ve yöneticileri, Ankara ve bölge illerindeki delegeler katıldı.
Genel Kurulun açılışında Koop-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Ankara 1 Nolu Şube Başkanı Murat Türkekul bir konuşma yaptı. Türkekul konuşmasında şunları söyledi:
“Göreve geldiğimiz günden bu yana ilk amacımız, Şubemizdeki birlik ve beraberliği sağlamak oldu. Şu an bu salona baktığımdaki coşkuyu, gözlerinizdeki heyecanı gördükçe bunu başardığımızı görüyorum. Dönemimiz içerisinde, Genel Merkezimizle her zaman uyum içerisinde çalıştık, teşkilat disiplinimizden asla kopmadık. Genel Merkezimizin de destekleri ile IKEA Ankara Mağazasında, Mesleki Yeterlilik Kurumunda, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansında, Onurel İş Sağlığı ve Güvenliği Şirketinde örgütlenmelerimizi tamamladık. Yine Genel Merkezimizle birlikte yürüttüğümüz koordineli çalışmaların sonucu olarak en büyük işyerimiz olan Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki üyelerimizi kapsayan ikinci dönem toplu iş sözleşmemizi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Tarım Kredi Kooperatifleri, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kastamonu Kalkınma Ajansı ve İKEA mağazalarındaki üyelerimizi kapsayan toplu iş sözleşmelerimizi başarıyla imzaladık.
Sendikacılığın asli görevlerinden biri de, yeni işyerleri tespit edip çalışanlarını sendikal haklara kavuşturmaktır. Bu noktada bizler bundan önce olduğu gibi önümüzdeki dönemde de örgütsüz çalışan emekçilerimizin sendikalaşmasını sağlamak, şubemizin ve sendikamızın üye sayısını artırmak için gece gündüz sizlerle birlikte omuz omuza çalışacağız.”
Türkekul’un konuşmasının ardından yapılan seçim sonucunda Divan Başkanlığına Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar, yardımcılıklarına Adana Şube Başkanı Rasim Mart ve Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Akif Sarıca, üyeliklere de Çorum MEB delegesi Necmettin Özşahin ile Kırıkkale MEB delegesi Mehmet Aktuğ seçildi.
Divan oluşumunun ardından TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar bir konuşma yaptı. Alemdar konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bundan tam dört yıl önce, yine bu otelde, Şubemizin Genel Kurulunu gerçekleştirmek üzere sizlerle birlikteydik. O gün, tıpkı bugün olduğu gibi, büyük bir heyecanla, umutla, coşkuyla çarpan kalplerimizi birleştirmiştik. El ele, gönül gönüle, geleceğe, Sendikamıza ve kendimize olan inancımızla, Genel Kurulumuzu gerçekleştirmiştik. İşte şimdi yine buradayız. İnancımızdan, heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmeden, umutlarımızı daha da büyüterek yine sizlerleyiz. O gün verdiğimiz sözlerin, bu kürsüden sarf ettiğimiz hedeflerin gerisinde kalmamış olmanın, Koop-İş’in bayrağını daha da yükseklere taşımış olmanın verdiği gururla karşınızdayız.
Bugün buraya gelirken, yol boyunca, şu geçen dört yılı düşündüm. Bu dört yılda yaşadıklarımız adeta bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Yaşadığımız zorlukları, Sendikamıza karşı yürütülen kumpasları, zorlu geçen sözleşme görüşmelerini, örgütlenme mücadelelerini, hepsini ama hepsini bir bir hatırladım. Bunları hatırladıkça, bizi sizlere karşı mahçup etmediği, bizi sizler karşısında utandırmadığı, bugün burada karşınıza alnımızın akıyla, gururla, onurla çıkmayı nasip ettiği için, Allahıma şükrettim. Bu mutluluğu bize yaşattığı için binlerce kere şükrettim. Bu ailenin bir üyesi olmaktan, Koop-İş’li olmaktan gurur duydum.
Ülkemiz karmaşık bir süreçten geçiyor. İç siyasette yaşanan gelişmeler, gereksiz, anlamsız çekişmeler bir yana, dünya konjonktüründe yaşanan değişimler, güç odaklarının, egemen güçlerin paylaşım mücadeleleri, bizleri de yakından ilgilendiriyor, Ekonomiden dış politikaya, terörden günlük yaşamımıza kadar her şeyimizi etkiliyor. Şu son dönemde, dış politikada yaşanan gelişmelere bir bakın... Kim dost, kim düşman belli değil. Bugün dost sandıklarınız, yarın kendi çıkarları söz konusu olduğunda, bir anda karşınıza dikiliyor. Müttefikimiz dediğiniz ülkeler, bir bakmışsınız başka müttefikler buluyor. Dünyanın yeni paylaşım mücadelesinde, ayakta kalmak, ulusal çıkarlarımızı korumak, büyük bir mücadeleyi gerektiriyor. Bu büyük ülkeyi, bu güçlü milleti, dışarıdan yıkmayı göze alamayanlar, içerdeki işbirlikçileriyle birlikte, darbe planları hazırlıyor. 15 Temmuz’da olduğu gibi, kendi tankımızla, tüfeğimizle, kendi halkını vuracak kadar alçaklaşan işbirlikçileriyle, bu milleti esir etmek istiyorlar. Ülkemizi içerden yıkmak, bölmek, parçalamak isteyenler, otuz yıldır terörü başımıza musallat ettikleri terörle, gencecik fidanlarımızın, yiğit gençlerimizin, teröre kurban gitmelerine neden oluyor. Bu ülkenin ne düşmanı bitiyor, ne haini bitiyor, ama çok şükür ki, bu ülkenin kahramanı da bitmiyor. Tankların önüne yatan kahramanları, teröre, teröriste karşı amansız mücadele veren, askeri, polisi, yiğitleri hiç bitmiyor. Onlara şükran duyuyoruz. Şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz.
Ülkemiz gündemi gerçekten ağır... Sorunlarımız çok... Bunları çözmek, bu sorunlarla başetmek hepimiz için bir vatan görevi. Hepimiz bu bilinçteyiz. Ancak bunun yanında, kendi gündemimize dönmek, bize özgü bazı sorunlarla da mücadele etmek zorundayız. Çünkü çalışma yaşamında da hareketli bir dönem bizleri bekliyor. İnanın bana, boş geçen bir günümüz, sorunsuz bir dakikamız bile yok. Ancak bütün bunların, yorgunluğun, stresin, yoğunluğun yanı sıra, başarılı olmanın verdiği mutluluk, bir hakkı kazanmış olmanın verdiği haz, her şeyi silip götürüyor. Sizler adına elde ettiğimiz bir başarı, imzaladığımız iyi bir toplu sözleşme, Allah razı olsun diye uzatılmış sıcak bir el, bizleri her şeyden çok mutlu ediyor.
Burada Tarım Kredi’den arkadaşlarımız var. Bildiğiniz gibi 18 Mart günü, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği ile toplu iş sözleşmemizi törenle imzaladık. Tarım Kredi Kooperatifleri çalışanları için, ekonomik ve sosyal haklar açısından önemli artışlar elde ettik. Arkadaşlarımız imzaladığımız bu sözleşmeden memnun kaldılar. Onlar memnun kalınca, biz de memnun olduk. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu toplu iş sözleşmesinin, Tarım Kredi çalışanlarına hayırlı, uğurlu olmasını, her bir kuruşu alınterinin karşılığı olan bu helal kazancı, ailelerinizle birlikte huzur ve mutluluk içinde harcamanızı diliyorum.
Ancak işimiz bununla bitmiyor. Biliyorsunuz bu yıl, kamu kesimi toplu iş sözleşmelerini imzalayacağız. Sendikamızın kamu kesiminde çok sayıda üyesi var. Milli Eğitim Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Tapu Kadastro, Valilik ve Kaymakamlıklar, Bilim ve Sanayii Bakanlığı ve üniversiteler gibi işyerlerimizdeki üyelerimiz, bu sözleşmeden yararlanacak. Kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri çerçeve protokolü, Hükümet ile Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ arasında imzalanıyor. Bu amaçla TÜRK-İŞ bünyesinde kurulan komisyonda, TÜRK-İŞ Yöneticisi olarak ben de yer alıyorum. En iyi, en başarılı toplu iş sözleşmesini imzalamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Taslak çalışmamız bitti. Ancak biz, bir yandan Hükümet ve TÜRK-İŞ arasındaki görüşmelere odaklanırken, diğer yandan da Koop-İş olarak, bu sözleşmede yeni haklar elde etmek, sözleşmedeki eksikliklerimizi tamamlamak için mücadele ediyoruz. Üyelerimizle birlikte yapacağımız taslak çalışmalarıyla, sözleşmelerimizin aksayan yönlerini gidermeye çalışıyoruz. Herkesi mutlu edecek bir sözleşme imzalayacağımızdan kesinlikle kuşkunuz olmasın.
TÜRK-İŞ, bu sözleşme sürecinde çok önemli bazı konuları gündeme getirecek. Bu konularda Hükümete karşı ısrarcı olacak. Kronikleşmiş bazı sorunların, bu çerçeve protokolü ile çözülmesini talep edecek. Nedir bunlar? Birincisi vergi konusudur. Vergiyle ilgili iki talebimiz var. Hatırlarsanız, geçtiğimiz ay yaptığım bir basın açıklamasıyla, ücretlilerle ilgili vergi adaletsizliğini gündeme getirdim. Bildiğiniz gibi Hükümetimiz, son 5 yılda vergisini tam yatıranlar için yüzde 5 indirim uygulamasını gündeme getirdi. Biz, yapılacak bu indirimden, vergisini düzenli ödeyen ücretli çalışanların da yararlanmasını talep ediyoruz. Vergi konusunda bununla da sınırlı kalmıyoruz. Vergide ücretliler için sabitleme talep ediyoruz. Çünkü ücretliler, yıl başında aldıkları ücretlerini, vergi dilimlerinin düşüklüğü nedeniyle ilerleyen aylarda alamıyor. Yılın sonuna doğru ise ücretlerinde büyük bir düşüş yaşanıyor. Bu vergi adaletsizliğinin de bu sözleşmede giderilmesini istiyoruz.
Kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinde gündemimizde olacak bir diğer konu da, taşeron arkadaşlarımızın sorunlarıdır. Ülkemizde taşeron çalıştırma önemli bir sorun haline geldi. Bir iddiaya göre kamuda taşeron işçi sayısı 750 bine, bir başka iddiaya göre 1 milyon 250 bine ulaştı. Taşeron işçiler, kısıtlı haklarıyla çalışma yaşamının en dezavantajlı çalışanları haline geldi. Taşeron konusu ülkemiz için kanayan bir yara oldu. Hükümetimiz bu önemli sorunun çözümü için bir adım attı, Ancak bu adım bizce yeterli değildir. Hükümetin önerdiği ‘özel statülü memur’ modeli, yeni bir istihdam biçimi ortaya çıkaracağı gibi, taşeron işçilerin sendikal hak ve özgürlüklerini de ortadan kaldıracaktır. TÜRK-İŞ ve Sendikamız Koop-İş, yıllardır taşeron işçilerin örgütlenmesi ve toplu sözleşme hakkına kavuşması için etkili bir biçimde mücadele etti. Bu sayede taşeron işçiler sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi bağıtlama haklarına kavuştu. Ancak Yüksek Hakem Kurulu’nda imzalanan sözleşmeler, taşeronda çalışan arkadaşlarımız için büyük bir eşitsizliğe neden oluyor. Biz, bu konunun tam anlamıyla çözüme kavuşmasını istiyoruz. Kamuda çalışan taşeron işçilerin tamamının, kamu işçisi sıfatıyla istihdam edilmelerini ve işçi sendikalarına üye olarak özgür toplu pazarlık haklarından yararlanmaya devam etmelerini talep ediyoruz. Taşeron şirketlerde çalışan arkadaşlarımız için verdiğimiz mücadeleden hiç vazgeçmeyeceğiz. Onlar kamu işçisi statüsüne kavuşana kadar, mücadele edeceğiz.
Bu sözleşmede bir diğer mücadelemiz de, 5 ay 29 gün çalışan geçici işçiler için olacak. Bu arkadaşlarımız da çok büyük sıkıntı içindeler. Emekli olmaları hayal gibi görünüyor. Altı aylarını bile dolduramadan işsiz kalıyorlar. Sağlık haklarından yeterince yararlanamıyorlar. Bu sözleşmede, onların kadro almaları için de mücadelemizi sürdüreceğiz.
Vergi, taşeron ve geçici işçilerle ilgili bu üç başlık, ücret ve sosyal haklarla ilgili taleplerimizin yanı sıra, bu toplu sözleşme görüşmelerinde, Hükümete sunacağımız önemli maddeler olacak. Umuyorum ki, herkesi memnun edecek, Başarılı bir toplu sözleşmeyi imzalayacağız.
Önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak konulardan biri de, kıdem tazminatı konusudur. Sizler de yakından izliyorsunuz, bu konu gündemden hiç düşmüyor. Sayın Çalışma Bakanımız, her fırsatta kıdem tazminatı konusunu gündeme getiriyor, fona ilişkin hazırlıkların tamamlanmak üzere olduğunu söylüyor. Belli ki, bu yıl içinde, Hükümet bu konudaki tasarısını önümüze getirecek. Kıdem tazminatı konusu, sendikal hareketin gündemindeki en önemli konudur. Bizim için varlık-yokluk meselesidir. Çünkü bu bizim kaybetmememiz gereken son hakkımızdır... Son kalemizdir... Hepimizin güvencesi, son umududur. Bu hakkın kaybedilmemesi için, ya da bu hakkımızda bir geri gidiş olmaması için TÜRK-İŞ olarak gereken mücadeleyi vereceğimizden emin olun. Kıdem tazminatı konusunda, çalışanların lehine yapılacak her türlü düzenlemeyi kabul ederiz, Gerekirse oturur tartışırız, ancak hak kaybına neden olacak hiçbir düzenlemeyi tartışmayız. Evet demeyiz. Buna yürekten inanmanızı istiyorum.
Çalışma hayatında daha değineceğimiz başka konular da var. Ancak sizleri daha fazla bunaltmak istemiyorum. Bugün Genel Kurulunu gerçekleştirdiğimiz Ankara 1 Nolu Şubemizin başında, aynı zamanda Sendikamızın Genel Eğitim Sekreteri de olan genç arkadaşımız Murat Türkekul var. Murat Başkan, özverili çalışmalarıyla, Şubemizde önemli gelişmelere imza attı. Mayıs 2013’te yapılan genel kurulun ardından, Ankara, Kırıkkale, Çorum, Çankırı ve Kastamonu’da yaygın bir coğrafyada çalışmalarına rağmen, Şube Yönetim Kurulumuz ile birlikte görevini başarıyla yerine getirdi. Biz Genel Merkez Yönetimi olarak, başta Murat Başkan olmak üzere, bu şubemizin çalışmalarından memnunuz, Emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bugün seçilecek tüm arkadaşlarıma da başarılar diliyorum.
Koop-İş açısından tarihi bir dönemden geçiyoruz. Sendikamız her geçen gün büyüyor, güçleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yayımladığı Ocak 2017 İstatistikleri, Sendikamız açısından yeni bir gurur tablosu oldu. Üye sayımız, yıllar içinde katlanarak arttı ve 50 bini aştı. İstikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyoruz. TÜRK-İŞ Konfederasyonu içinde üye sayısı bakımından altıncı büyük sendika olduk. Koop-İş, Türk sendikacılığında artık bir marka haline geldi. Bu önemli başarıda, Genel Merkez yönetiminin, şubelerimizin payı var. İşyeri temsilcilerimizin, çalışanlarımızın katkıları var. Ancak başarıdaki asıl pay, Koop-İş’i tercih eden, bize inanan, güvenen, ailesinin ve kendisinin haklarını, çocuklarının geleceğini, alınterini bize emanet eden sizlerindir. Koop-İş’e destek veren siz üyelerimize yürekten teşekkür ediyorum. Sizlere tüm kalbimle şunu söylemek istiyorum. Bize inanarak ve güvenerek üye olan, desteklerini esirgemeyen siz üyelerimizin hak ve çıkarlarını korumak, Sizlere insan onuruna yaraşır bir yaşam sunmak bizim namus borcumuzdur. Bugüne kadar bunun için ne yaptıysak, bunu artırarak sürdüreceğiz. Tabanımızla iyice bütünleşerek, kenetlenerek, her bir üyemizin hakkını, hukukunu koruyarak daha da büyüyeceğiz, güçleneceğiz. Birbirimize sonuna kadar sahip çıkacağız... Sendikamız çatısı altında birlikte daha güçlü olacağız... Her birimizin üyesi olmaktan onur duyacağı, birlik, bütünlük içinde bir sendika olacağız... Herkesin gıpta ettiği, özendiği bir büyük aile olacağız...
Biliyorsunuz, bizim örgütlenme kadar önem verdiğimiz bir diğer konu da eğitimdir. Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer örgütlü olduğumuz işyerleri ile yaptığımız ortak eğitimler, sosyal diyalog açısından örnek teşkil ediyor. Bu eğitimlere devam edeceğiz. Tüm üyelerimiz eğitimden geçene kadar eğitimlere ara vermeyeceğiz.
Daha önceki birçok toplantımızda, Sendikamızın 2003 yılından bu yana geçirdiği aşamaları, yaşadığımız sorunları nasıl aştığımızı, bu seviyelere nasıl geldiğimizi anlatmıştım. Bunları yaşayınca, elde ettiklerimizin değerini daha iyi anlıyoruz. Sendikamızın baraj altında kaldığı günlerden, 50 bini aşan üye sayılarına geldiğimizde, bunun anlamını daha iyi kavrıyoruz. Bu seviyeye kolay gelmedik, o nedenle buradan bir geri gidişe tahammülümüz yoktur. Elde ettiğimiz başarıları korumak ve daha da geliştirmek zorundayız. Çıtayı hep daha yükseğe koymak, başkalarıyla değil, kendimizle yarışmak zorundayız. Bunun için de birkaç şeye ihtiyacımız var.
Bunlardan ilki, birliğimiz ve bütünlüğümüzdür. Sendikal harekete ya da diğer örgütlü yapılara bakınız. İstikrarı yakalamış, büyüyen, gelişen, güçlenen tüm bu yapılarda, birlik ve beraberlik esastır. Tek bir yumruk gibi davranan, birlik olan tüm örgütlerde başarı vardır. Ancak bir de bunu sağlayamayanlara bakın… Orada istikrarsızlık, başıbozukluk ve dağılma olduğunu göreceksiniz. Kavgalar, çıkar çatışmaları, kısır çekişmeler göreceksiniz. O halde, birliğimizi bozacak, istikrarımızı tehlikeye düşürecek davranışlardan mutlaka kaçının. Elbette ki eleştiri hakkı kutsaldır. Herkes düşüncesini söylemekte, eleştirmekte, daha iyisini önermekte özgürdür. Ancak bunu, birliğimizi bozmadan yapmak zorundayız. İhtiyacımız olan budur.
İkincisi, çok çalışmaktır. Sendikamızı büyütmek, güçlendirmek için çok çalışmaktan, hiç durmadan çalışmaktan başka yolumuz yok. Biz nasıl olsa büyüdük, bu bize yeter şeklindeki bir anlayışa kapılmak, bizi başarısızlığa, tembelliğe, boş vermişliğe götürür. Şunu unutmayın dostlarım, durursak düşebiliriz. Durmayacağız… Hep yürüyeceğiz… Gerekirse koşacağız… Ama bu teşkilatı hak ettiği yere getireceğiz. Daha da büyüyeceğiz… Güçleneceğiz…
Bizim için olmazsa olmaz olan bir diğer şey de, disiplinimizdir… Örgütümüze bağlılığımızdır…
Şunu sakın unutmayın, Koop-İş gerçek, diğerleri hayaldir. Zaman zaman sizlerin aklını çelmek isteyenlere karşı çok dikkatli olun. İşkolunda büyük bir fark yaratan, ortaya koyduğu örgütlenme başarısıyla, imzaladığı sözleşmelerle, eğitimlerden sosyal çalışmalara kadar her türlü çalışmasıyla bir marka olan Koop-İş’in başardıklarını, onlar hayal bile edemezler. Sizlere afaki bir şeyden söz etmiyorum. Alın, imzaladığımız toplu iş sözleşmelerini, karşılaştırın. Yaptığımız çalışmaları tek tek değerlendirin. Koop-İş üyesi olarak elde ettiğiniz ücret artışlarına, sosyal haklardaki kazanımlarınıza iyi bakın. Sonra da elinizi vicdanınıza koyun ve karar verin. İnanıyorum ki, Koop-İş’e olan inancınız daha da artacaktır. İşte bu nedenle Koop-İş gerçektir diyorum... İşte bu nedenle, sizlere hayal vaat edenlere karşı, Koop-İş’in farkını, değerini görün ve Koop-İş üyesi olmaktan mutlu ve gururlu olun diyorum.
Bizim temel prensibimiz, üyemizden aldığımızı, değerlendirerek, üyemize hizmet olarak geri vermektir. Sizler için yapacaklarımız, yaptıklarımızla sınırlı değildir. Örgütlenmede çok büyük bir başarı elde ettik. Önümüzdeki dönem, atılım ve yatırım dönemi olacaktır. Bizi izlemeye devam edin. Üyesi olmaktan gurur duyacağınız, rozetini göğsünüzde onurla taşıyacağınız bir Koop-İş yaratmak için çok çalışıyoruz. Hep birlikte ulaşacağımız güzel günler bizleri bekliyor. Yeter ki, desteğinizi, inancınızı yitirmeyin. Gerisini bize bırakın.
Bizim omuzlarımızdaki bu görev, inanın çok büyük. Tüm dünyada çalışanlar için koşulların giderek ağırlaştığı, hakların bir bir elimizden alındığı, bütün sendikaların güç yitirdiği, üye kaybettiği, sendikal mücadelenin amacından saptırıldığı bir dönemde, biz bir onur mücadelesi veriyoruz. İlkelerimizden ödün vermeden, hak ve adalet mücadelesinden vazgeçmeden, sürekli büyüyerek, gelişerek, güçlenerek, vatanımızı, milletimizi, bayrağımızı her şeyden üstün görerek, onur mücadelesi veriyoruz. Bizim omuzlarımızda böylesine ağır bir görev var. Bu zor, ağır ama bir o kadar da onurlu ve şerefli bir görevdir. Bu görevi alnımızın akıyla başarmak için, size güveniyoruz. Siz yol arkadaşlarımıza, mücadele arkadaşlarımıza, dostlarımıza inanıyoruz. Bugün bulunduğumuz bu yerler, bu makamlar, hepsi gelip geçicidir. Asıl olan, bu gök kubbe altında hoş bir sada bırakabilmektir. Yaptığımız işi layıkıyla yapmak, temsil ettiğimiz insanlardan, haklarını korumak için mücadele ettiğimiz üyelerimizden, Allah razı olsun sözlerini duyabilmektir. Bütün çabamız bunun içindir. Bunun için başarılı olmak zorundayız.
Ancak söylediğim gibi, başarılı olmanın yolu, birlik olmaktan geçiyor. Birbirimize sonuna kadar sahip çıkarsak, Sendikamız çatısı altında daha güçlü oluruz. Daha başarılı sözleşmelere, daha nitelikli çalışmalara imza atarız. Her birimizin üyesi olmaktan onur duyacağı, birlik, bütünlük içinde bir sendika oluruz. Herkesin gıpta ettiği, özendiği bir büyük aile oluruz. El ele verirsek, çocuklarımıza iyi bir gelecek, mutlu ve refah içinde yaşayacakları bir Türkiye bırakmış oluruz. Bunu birlikte başaracağımıza olan inancımla, sizleri bir kez daha saygılarımla selamlıyorum. Ankara 1 Nolu Şubemizin Genel Kurulunun Koop-İş topluluğu ve ülkemiz için Hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Genel Kurulda yapılan seçimler sonucunda, Genel Eğitim Sekreterimiz Murat Türkekul yeniden şube başkanı seçilirken, Ankara 1 Nolu Şubemizin yeni seçilen organları şu şekilde belirlendi;
Şube Yönetim Kurulu
Şube Başkanı : Murat Türkekul
Şube İdari Sekreteri : Talat Yılmaz
Şube Mali Sekreteri : Yücel Yıldırım
Şube Teşkilatlandırma Sekreteri : Mehmet Turan
Şube Eğitim Sekreteri : Geylani Hayta
Şube Denetim Kurulu
Salim Şahiner
Sehat Yalım
Mevlüde Yorulmaz
Ramazan Altıntaş
Ahmet Önal
Şube Disiplin Kurulu
İbrahim Ertem
Cengiz Eker
Ramazan Ayhan Sert
Kenan Demirdirek
Tahsin Aksoy
Koop-İş Sendikası
Basın Bürosu
RESİMLERİN TAMAMINA ULAŞBİLMEK İÇİN LÜTFEN...