Seminere TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri ve Teksif Sendikası Genel Başkanı Nazmi Irgat ve Kayseri’deki Sendikaların Şube Başkanı ve yöneticileri ile sendika üyeleri katıldı.
İki gün sürecek olan eğitim seminerinde alanında uzman iş sağlığı ve sosyal güvenlik hukuku branşlarında eğitimciler eğitim verecek. Verilen eğitimlerin sonunda katılımcılara katılım sertifikaları verilecek.
Eğitim seminerinin açılışında TÜRK-İŞ Kayseri İl Temsilcisi ve Koop-İş Sendikası Kayseri Şube Başkanı İdris Güven bir konuşma gerçekleştirdi. Güven, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Bilindiği gibi İş Sağlığı ve Güvenliğinde temel amaç; çalışanların sağlığına zarar verebilecek risk oluşturan hususların önceden belirlenerek, gereken önlemlerin alınması, rahat ve güvenli bir çalışma ortamı sağlanması, iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı çalışanların ruhsal ve bedensel sağlıklarının korunmasıdır. Bütün bu konularla ilgili mevzuatları saygıdeğer hocalarımız sizlere aktaracaklar.
Bugün, dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş kazaları ve meslek hastalıkları önemli bir sorundur. Sosyal politikaların oluşturulmasında, Piyasa ekonomisinin yaygınlaşması, rekabetin artması, sağlıkta koruyucu politikaların ve emeğin göz ardı edilmesiyle, bu alandaki sorunları derinleştirmektedir.
Rekabet öncelikleri, insan yaşamı pahasına ve insan üzerinden sağlanıyor. Ülkemizde de, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallar bu acımasız ve vahşi işleyişe dayalı olarak yürütülüyor. Henüz yeterli düzeyde rekabet üstünlüğü sağlanmadığından, daha aşağıya inmekte acele ediliyor. Sağlık ve güvenlik konularının, bu koşullarda lüks olduğu düşünülüyor, söyleniyor, uygulanıyor, kabul görüyor, göz yumuluyor, destekleniyor.
Oysa sosyal hukuk devletinin temel işlevi, çalışanlar için güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak, çalışanları çalışma ortamından kaynaklanan sağlık ve güvenlik risklerine karşı korumak, çalışanların güvenlik, sağlık ve refahını sağlamak ve geliştirmektir.
Çalışılan ortamının ve üretim süreçlerinin yetersiz ve olumsuz koşulları, çalışanların en temel hakkı olan sağlıklı yaşama ve çalışma hakkını tehdit ediyor. Bu nedenle İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda gerekli önlemlerin alınması, bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının ortadan kaldırılması, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı olanakların bu alana yönelik olarak geliştirilmesi, bilimsel araştırmaya dayalı risklerin tanımlanması, planlı çalışma ve üretim sürecindeki gelişmelerin bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve nihayet güvenlik önlemlerinin arttırılması gerekiyor.
Her yıl ülkemiz de 80 bin civarında iş kazası gerçekleşmekte, işyerlerinin her yıl ancak yüzde 5`e yakını denetlenebilmekte, iş kazalarının yüzde 61`i 1-50 işçi çalıştıran işletmeler de yaşanmakta ve kayıtlara giremeyen meslek hastalıklarının üzerine gidilememektedir.
Bu gerçeklerden hareketle, 4857 sayılı İş Yasası ve iş mevzuatı, ekseni insan olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalı; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasa, tüzük ve yönetmelikler uluslararası sözleşme, standart ve normlar dikkate alarak yenilenmeli ve yeniden düzenlenmelidir.
Emekten, halktan yana bir meslek örgütü olmanın bilinci ve sorumluluğuyla bu ekonomik ve toplumsal sorunu her boyutuyla bir kez daha tartıştırıp ortaya çıkan çözümleri kamuoyunun ve ilgili yetkililerin bilgisine sunmak görevimizdir. Amaçlarımızın gerçekleşmesi doğrultusunda her zaman olduğu gibi bizlere desteğini esirgemeyen Türk-İş Konfederasyonumuza ve siz değerli katılımcılara bir kez daha teşekkür eder saygılar sunarım."